Belma ile Ferit 3 yıldır evliydiler. Belma doğduğu ve evlendiği tarihe kadar yaşadığı şehirden gelmişti İstanbul'a. Aşk onu evinden çok uzaklara sürüklemişti, bir aile kurmak için direnmedi kaderine ve İstanbul'a yerleşti...
Evliliklerinin ilk senesi İstanbul'a alışmakla geçti. Bir yandan aile baskısı bir yandan içinde annelik iç güdüsü: Anne olmak istiyordu Belma. Engel oldu İstanbul bir süre.Bir sene alışmakla geçti İstanbul'a...
Sonra sıkıldı evde kocasını beklemekten, bir işe girsem fena olmaz dedi, dediğine pişman oldu. İlk ve belki de son durağı bir banka oldu kariyer basamaklarında. Hiç sevmedi, sevemedi bankacılığı. Bir sene daha geçti, erteledi anne olmayı...
Kocasının yurtdışında yaşamaya hayali gerçek oldu, ve kendilerini Güney Afrika'da buldular. Çok uzun değildi, sadece bir sene kalacaklar, kocası yüksek lisans yaparken o da ingilizcesini geliştirecek ve belkide bir bebişle döneceklerdi memleketlerine. Ancak cesaret edemediler, Güney Afrika'nın çetin kış koşulları ile uğraşırken bir de bebek süreci onları yorabilirdi. Biraz daha ertelediler...
Aradan tam 3 yıl geçmişti evlendikleri günden bu yana. Artık ikisi de istiyordu aile olmayı, karı koca olmaktan sıkılmışlardı. İşin ilginci artık aile de yorulmuştu, "inşallah sizi bir bebekle görürüz seneye" demekten. Ama artık zamanı gelmişti, onlarda gerçekten istiyorlardı.
29/12/2012 Cumartesi: Belma ile Ferit, bir akşam yemeği için arkadaşları Sinan ve Didem'in evine davetliydi. Yemekler süperdi. Ta ki Sinan'ın şarap şisesini açma girişimine kadar. Ferit bir süre alkol diyetine girmişti, bir nevi adak. Belma ise son zamanlarda kendini tuhaf hissediyordu, acaba hamile olabilir miyim diye düşünüyor, o yüzden içmek istemiyordu. İlk defa o gece bir başkası telafuz etti. Sinan, "yoksa hamilemisin?" diye sordu. "Didem de hamile olduğunu bilmeden bir kaç hafta geçti, belkide öyledir?" diye sorunca, Belma ile Ferit afalladı. İkiside bunu istiyordu, ama bilmiyorlardı. "Evet abi, Belma hamile, hatta ikiz bekliyoruz" dedi, şakayla karışık. İlk kez orada telaffuz etti Ferit ile Belma, belki de allah söyletmişti Ferit'e Belma'nın hamile olduğunu hatta ikiz beklediğini. Ama onlar bırak ikizi tekize bile razıydılar. Neyse Ferit, Belma'nın hamile olma ihtimalinin şerefine bozdu orucunu o gece ve bir kadeh içti...
31/12/2012 Pazartesi: Belma ile Ferit, Belma'nın memleketine uçtular yılbaşı gecesi. Eğlenceli ama bir o kadar buruk, acabalarla dolu bir yılbaşı geçirdik cümle aile ile.Belma yine içmedi, hamile olabilir düşüncesiyle. Ben ise şişenin dibini gördüm...
03/01/2013 Perşembe: Beklenen gün gelmişti. Ferit'in bel ağrısı bahanesiyle gideceklerdi hastaneye, gitmişken de Belma'nın Bthgc'sine baktıracaklardı. Belma kan verdi, "bir saat sonra gelin sonucu alın ya da internetten bakabilirsiniz" cevabı ile buruk bir şekilde eve döndüler. Dakikalar geçmek bilmiyordu. Bir yanda korku, bir yanda umut, bazende ne hissettiğini bilmiyordu insan. Zaman geldi, ev kalabalık, nasıl bakacaklardı ki sonuca, baksalar sonucu nasıl karşılayacaklardı. Olumlu olsa ayrı olumsuz olsa ayrı bir dertti...
Ferit girdi internet sitesine ilk. Ve sonucu gördü, ama anlamadı. Değer 794 idi ve pozitif. Hemen doktorun hemşiresini aradı ve pozitif'in ne anlama geldiğini sordu Ferit. Belma evde misafirlerle cebelleşirken Ferit tahlil sonucunu almış, anlayacağı dilden yorum almaya çalışıyordu. "Tebrikler Ferit Bey, eşiniz hamile, pozitif demek Hamile demek" dedi karşıdaki hemşirenin sesi. Sonra Belma girdi odaya yüzündeki şaşkın bir yandan telaşlı, bir o kadar meraklı bakışlarla. Ferit sevinçli bir tonda "hayırlı olsun, hamilesin" dedi. Belma bir yandan inanamadı, bir yandan gözünden yaşlar boşaldı. Herhalukarda akacaktı o gözyaşları. Yaşadıklarımızı, hissettiklerimizi uzun uzadıya anlatmayacağım, salonda yaşadığımız duygu selini varın siz hayal edin...
Bir kaç saat sonra Belma'nın doktoru aradı. Hemşiresi haber vermişti anlaşılan.Uzun uzadıya, detaylı konuştular bundan sonraki sürecin nasıl olacağını. Doktor 3 hafta sonrasına randevu verdi, ancak o tarihe kadar kese görülemez ve kalp atışları duyulamazmış. İnternetteki bilgiye göre bizim kisi 4 hafta 3 günlük hamileymiş 03/01/2013 tarihi itibariyle.
Bundan sonrası geçmeyen günler. O gece sadece anne ve babalara söyledik, zaten aynı evdeyiz gizlemek imkansız. Bir kaç gün sonra Ferit ailesi ile paylaştı bu mutlu haberi. Daha fazla yaymak istemediler. Ellerinde alt tarafı bir test sonucu, pardon iki test sonucu. Belma dayanamayıp, kan tahlilinden bir kaç gün sonra da eczaneden aldığı basit bir testi yapmış ve iyice emin olmuştu...
21/01/2013 Pazartesi: Heyecanlı gün gelip çattı. Aslında heyecanlı gün silsilesinin ikincisi geldi çattı demek daha doğru olacak. İlkinde hamile olduğunu öğrenmişti Belma. İkincisinde yani bugün hamile olduğu kesinleşecek yada umutlar bir başka bahara kalacaktı. Cehalet en güzeli demişler, çok bilen çok dertlenir. Bizde okudukça öğrendik, öğrendikçe geleceği düşündük, geleceği düşündükce endişelendik. Halbu ki ne demiş Şems, tevekkül edeceksin demiş. Geçmişi düşünmek karamsarlık, geleceği düşünmek endişe getirir, o yüzden bugüne odaklan. Biz o kadar güçlü olup da tevekkül edemedik.
Pazartesi öğle arasında almıştık randevuyu. İşten 11 30 gibi çıkıp Belmayı almaya gittim, sonra heyecanla doktorun yolunu tuttuk. Belma yolda sürekli olarak "acaba doktor ne diyecek" sorusu ile Ferit'i bayıltırken, Ferit tevekkül edercesine gülümsüyordu. Yarım saatten sonra doktorun muayenesine vardık, bir kaç dakika sonrada muayene odasına girdik. Heyecan dorukta idi. Doktor her zaman yaptığı işin verdiği rahatlıkla, hadi bakalım neymiş görelim dedi. Bizim için hayat o kadar kolay değildi.
"Ultrason ekranında benim gördüğümü sizde görüyor musunuz?" diye sordu doktor. "Hayırlı olsun, ikiziniz olacak" diye devam etti. Belma ile Ferit'in gözleri dolmuştu. Onlar Allahtan istedi bir tane allah onlara verdi iki tane. Sevinç ve şaşkınlıkla gözleri doldu, ama olmazdı şimdi doktorun yanından ikisi de tuttu kendilerini. Sonra muayene detaylarına devam edildi...
İnanılacak gibi değildi, gerçekten ultrason ekranında iki kesecik vardı doktorun deyimiyle, onlara kalsa ne olduğunu anlamazlardı. Ancak doktor anlattıkça anladılar. Ancak çok okumanın verdiği bilğiçlikle "diğer kese boş gibi görünüyor, boş gebelik olmasın" diye saçmaladı Ferit. Doktor gülümsedi: "Hayır" dedi. "Aynı açıdan görüntü vermiyor keseler" diye devam etti. Ve ultrasonun açısını değiştirince, onun tabiri ile sağ kesecik kayboldu, sol kesecikte belirdi bir bebecik daha...
Allahın işine insan aklı gerçekten ermez. Nasıl oluyorda 7 haftalık ceninlerin kalp atışlarını duyabiliyor, sıcaklık gösteren ekranda küçülen ve büyüyen kırmızı bir noktayı görebiliyorduk...
Geldiğimiz nokta, Belma 7 haftalık hamileydi, ve allahın izni ile herşey yolunda giderse bir ikizleri olacaktı. Herşeyin hayırlısını diliyorum tanrıdan...
24 Ocak 2013 Perşembe
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)