25 Ocak 2008 Cuma

ULTIMATE FRiZBi

Bir cuma akşamı, sanırım 2007 ağustosun son günleri, bir arkadaşım beni aradı, yarın ortaköyde frizbi oynamaya gelir misin dedi ? Frizbi mi dedim... Aynen sizin şimdi aklınızdan geçirdikleriniz geçti aklımdan.. Frizbi mi ? Hani şu bildiğimiz frizbi, yazın plajda birbirimize fırlattığımız yoğurt kabı kapağımı :) dedim kendi kendime. Bende tam olarak bilmiyorum dedi...Başka bir ortak arkadaşımız da onu davet etmiş. Merak ettim, zaten cumartesi sabah erkenden bisikletle sahil turu yapacaktım. Tamam gelirim, dedim. Ertesi sabah frizbi oynadıkları yere gittim bisikletle. Gercekten ortaköyde toprak bir sahada bir grup insan birbirlerine frizbi atıyorlar, antremanımsı bir şeyler yapıyorlardı. İzlemeyi tercih ettik. Sonra takımlara ayrılıp maç yapmaya başladılar. Bildiğimiz yoğurt kabı kapağı ile maç yapıyorlardı :) Dışardan çok eğleniyor görünüyorlardı. Denemek için sabırsızlanıyordum. Sonra ısrarlar sonucu arkadaşım ve ben oyuna dahil olduk, tam bana göre bir spordu. Sürekli mücadele, dikkat, atiklik vs... O kadar sevdimki. Şimdi her cumartesi yada pazar buluşup frizbi oynuyor, o yoğurt kabı kapağını birbirimize atıyoruz :) Sporun güzel olan yanı, erkek yada kız ayrımı yok, her takımda en az bir kız oluyor, kız ve erkeklerin karışık olarak yaptıkları ender sporlardan birisi diyebiliriz ultimate frizbi için. Eğer spor yapmayı çok istiyorum, ancak salak salak koşu bandında dakikalarca yürümek ya da koşmak hayatımı zehir ediyor diyorsanız, frizibi için bi an olsun beklemeyin derim. Gelip bir kerecik deneyin :) ...